31 Mayıs 2017 Çarşamba

ETEĞİMDEKİ TAŞLAR XX

Yazdığım öykü nasıl olmuş diyen olursa, birkaç sevdiğim yazarın öykülerini paylaşıyorum. Siz öyküleri nasıl buldunuz? diye sormuyorum.


***

Kitap okuyan insanın sessizliği çevresine rahatsızlık verir.

***

Senin doğruların çok, benim yok ama bitmez sorularım var.

***
Davul boynunuzda diye sevinmeyin çünkü tokmak başkasında, üstelik davulun sesi de çok yakından geliyor.


***

Sabit bir giderle büyük bir borç ödüyorsanız reklamları seyretmeyiniz. Reklamlar, egomuzu tetikler ve ego der ki: “Onda var bende niye yok.” Oysa genelde cebinizde para yoktur.

***

Gider geliri aşıyorsa ya banka soyacaksınız ya çok çalışacaksınız ya da mevcutla iyi bir bütçe yapacaksınız.

***

Kendinizi tanımak sizi hedeflerinize götürecek ilk adımdır. Tanıyor musunuz? Tanısaydınız kontrol siz de olurdu. Yönetiliyorsunuz.

ETEĞİMDEKİ TAŞLAR XIX

Bırakamıyorsunuz biliyorum. Babamda bırakamamıştı. 54 yaşında kanserden öldü. Hiç olmazsa sigara içen fotoğrafları paylaşmayı bırakınız. Çok mutlu olurum.


***

Beni seviyor musun?"sorusuna yanıt "Ya sen?" değildir.


***

Çok şükür hepimizin bir akıllı telefonu var ve selfi çekebiliyoruz, eşitiz.

***

Yaşımın ilerlediğini alınganlıklarımdan anlıyorum.

***

İnsanın en çok kendine canı sıkılır, sonra etrafındaki insanlara sarar.

***

Lağım faresi, akbaba, tilki, sırtlan, kobrayı bile kabul ediyorum. İnan seni de kabul ediyorum.

***

Geçen yıllardan bugüne değişen bir şey yok: İletim halindeyiz; iletişim halinde olduğumuzu düşünüyorsak; yanılıyoruz.


ETEĞİMDEKİ TAŞLAR XVIII

Şimdi bana soruyorlar bu lafları nerenden uyduruyorsun diye. Kurşunkalemim ve bir de defterim var.


***

Yaşam boyu tuttuğun ya da tutunduğun bir iki adam ya da kadın vardır.Her ne olursa seni yanıltmayan.Öyle inanırsın ki yokluğunda da yanı başındadırlar.

***
Evlen, belki iyi gider.

***

Temelinde saygı,sevgi ve güven olmayan ıslak imzalı kağıt parçasına bağlı birliktelikler bir gün bitmeye mahkumdur.

***

Her insan, tanımadığı veya tanıdığı bir insanın yaşadığı acıyı, neşeyi, mutluluğu ve eziyeti yaşama kapasitesine sahiptir.


12 Mayıs 2017 Cuma

ETEĞİMDEKİ TAŞLAR XVII

Tezer Özlü'yü her okuduğumda Dünya'yı uzaydan seyrediyorum sanki: Sessiz, uzak, orasız, kimsesiz.

***

Bazı insanlar -eş, çocuk, kardeş, akraba,hısım, dost, arkadaş- asla birbirlerini tanıyamaz sadece ön yargı ve tepkileriyle ilişkidedirler.

***

Yaşamımızda yapacağımız en büyük hata tanıdığınız birini küçümsemek ve alay etmek olacaktır. Çünkü biz neyiz ki?
***

Şaka yapmak duyarlılık, farkındalık, meziyet ve zeka ister. Patavatsız, dikkati üzerine çekmek için zevzeklik, alay etmek komiklik değildir.
***

Ol'dum diyenlere rahmetli bir babamın bir sözü var:"Üç günlük at boku eşmeyle seyis olunmaz."
***

Faşizmin mayası korkudur. Suyu da şüphe. Düzenin bir parçası olanlar kendilerinden bile şüphe ederler. Soru soranlar, sorgulayanlarsa hain.



MEME KANSERİ

Psikoloğun gözlerinden kaçtı, kadın ilk kez oradaydı. Birden bağırdı:
- Meme ve acı.
Psikolog: - Arkanıza yaslanın. Derin bir nefes, burnunuzdan. Meme ve acı derken?
Kadın ağlayarak: - Yalancı memeyi bibere bulamıştı babaannem.

ETEĞİMDEKİ TAŞLAR XVI

Emperyalist güçler, kasabanın şerifini hokkabaz, madrabaz, at hırsızı, haydutlardan seçer. Tek kanallı televizyon yayınlarından beri kovboy filmleriyle aşılanan budur.

***
Dünya'da güdülenlerle, direnenlerin kitle sayısı eşittir. Kapitalist düzeni sorgulamayan güdülenleri de siyasetçiler yarışta önde tutar

***
İşinize geldiğinde değerli olarak etiketlediğiniz kişi ve nesnelerin aslında sizin için gerçekte hiç bir değeri yoktur.

***
İnsanın en büyük zenginliği eşidir.

***
Hoca'ya sormuşlar tuvalette sakız çiğnemek caiz mi? Hoca da ne çiğnediğini bilmezlerse evet demiş.